Aynı zamanda stüdyosunu da içinde bulunduran evinde buluştuğumuz müzisyen Rıdvan Akparlak ile bateristliğini, eğitmenliğini, günümüz müzik sektörünü ve gelecek planlarını konuştuk.
“İlk sahnemde heyecandan bayıldım.”
Küçük yaşlardan beri vurmalı enstrümanlara ilgi duyan, bu anlamda darbukatör babasından da etkilendiğini ifade eden ve son sınıfta bateri çalmaya başlayan Rıdvan Akparlak, ilk sahnesini doğduğu ve büyüdüğü yer olan Adana’da bir liseler arası müzik yarışmasında almış. Yarışmada grubunun ismi anons edildiğinde olduğu yere çöktüğünü şimdi gülerek anlatan müzisyen, “Sahne korkum vardı.” açıklamasında bulundu.
“Öğretmek için eğitim almak gerekiyor.”
London College of Music Davul Uzman Eğitmenlik programı mezunu olan ve yıllardır davul eğitmenliği de yapan Rıdvan Akparlak, alaylı müzisyen/eğitimli müzisyen tartışmasına yönelik, “Alaylı başlamakta hiçbir sorun yok. Ben de öyle başladım. Ama kendi öğrendiğim şeyi nasıl öğrendiğimi ben de bilmiyordum. Eğitim kısmında nota bilgisinin çok önemli olduğunu düşünüyorum.” şeklinde konuştu.
“Popüler kültürün bizi müzik adına çok fazla yaraladığını düşünüyorum.”
Eskiden müzik adına karar verebilen merciler olduğuna dikkat çeken müzisyen, “Eskiden bir albüm için bir sene uğraşılırdı ve oradan çıkan on şarkıdan sekizi hit olurdu. Şimdi herkes kendi dijital lisansını alıp iki saat içerisinde şarkı yapıp yayınlayabiliyor. Bu da beraberinde hızlı tüketimi ve sığ müzikleri getirdi.” dedi.
“Pentagram’da çalmayı çok isterdim.”
Çocukluğunda dinlediği Kurban, Duman, Murat Kekilli, Pentagram ve Ogün Sanlısoy gibi isimlerin davulcu olarak gelişimine büyük katkı sağladığını ifade eden başarılı davulcu, “Bunlardan herhangi birinden teklif gelse saniye düşünmem.” dedi.