Türkiye’nin en büyük patronlar topluluğunun seçimi tamamlandı. TÜRSAB 25. Olağan Genel Kurulu Seçimlerinin ardından Dünya Seyahat Gazetecileri ve Yazarları Federasyonu üyesi olan Murat Tüzel’in görüşlerini aldık. Tüzel, Devrim Küfteoğlu’na seçim perdesinin yansımalarını anlattı.
TÜRSAB 25. Olağan Genel Kurulu ve seçim sürecinin genel atmosferini nasıl değerlendirirsiniz?
TÜRSAB (Türkiye Seyahat Acentaları Birliği) 25. Olağan Genel Kurulu ve seçim süreci, Türk turizm siyasetini takip edenler için aslında “sonu baştan belli olan bir filmi” izlemek gibiydi. Firuz Bağlıkaya’nın ezici bir üstünlükle kazandığı bu seçim, sadece bir güven tazeleme değil, aynı zamanda muhalefetin stratejik yetersizliğinin ve sahadan ne kadar kopuk olduğunun bir ispatı niteliğindeydi.

Firuz Bağlıkaya’nın bu denli ezici bir üstünlükle kazanmasını sağlayan stratejiler ve algı yönetimi nasıldı?
Mevcut Gücün Sarsılmazlığı: Firuz Bağlıkaya Seçim sürecinin başından itibaren Bağlıkaya, bir “aday”dan ziyade “görevine devam eden bir başkan” özgüveniyle hareket etti.
Propaganda Dili: Bağlıkaya’nın kampanya videoları ve görselleri incelendiğinde, “vaat”ten çok “icraat” ve “güç” vurgusu ön plandaydı. “Biz zaten yapıyoruz, macera aramayın” alt metni, belirsizlikten korkan acenteler üzerinde etkili oldu.
Saha Hâkimiyeti: Bağlıkaya, delegasyon matematiğini çok iyi bilen bir isim. Muhalefet sosyal medyada gürültü koparırken, Bağlıkaya ekibi sahadaki “sessiz çoğunluğu” ve delege transferlerini çoktan organize etmişti.
Algı Yönetimi: Kazananın duruşu her zaman sakindir. Bağlıkaya, polemiklere girmek yerine kitleleri arkasına aldığı kalabalık fotoğraflarla “Ben zaten kazandım” mesajını sandık kurulmadan çok önce vermişti.
Muhalefet bloğu neden başarısız oldu? Adaylar Aylin Özsavaş ve Mehmet Hacıaliğaoğlu nerede hata yaptı?
Muhalefetin Etkisizliği: Neden Kaybetmeye Mahkumlardı? Muhalefet bloğu (Aylin Özsavaş, Mehmet Hacıaliğaoğlu ve diğer bağımsız çıkışlar), seçim sürecini “kazanmak” üzerine değil, Bağlıkaya’yı “yıpratmak” üzerine kurdu. Bu strateji, delegede karşılık bulmadı. Son dakika yapılan girişimleri de şu sözle değerlendirmek mümkün “Fırın tava geldi, hamur tükendi. Akıl başa geldi, ömür tükendi. Ha. Yani anlıyorsun bir noktada ama ondan sonra ne kaldı?
Aylin Özsavaş: Yanlış Konumlandırma ve söylem hatası yaptı. Özsavaş’ın kampanyası, değişimi savunurken acentelerin günlük, pratik sorunlarına (vize, biletleme, denetim vb.) dair somut ve inandırıcı bir “kurtuluş reçetesi” sunmaktan çok, mevcut yönetimin hatalarını sıralayan bir şikâyet kutusu gibiydi. Videolarında ve konuşmalarında samimi bir çaba görülse de, Bağlıkaya’nın “Bürokrasiyi ve Ankara’yı tanıyan güçlü lider” profilinin karşısında, Özsavaş daha zayıf ve sadece belirli bir grubun temsilcisi gibi kaldı. Birleşik TÜRSAB’ın son çabası Mehmet Hacıaliğaoğlu’nunson gayretleri seçim sürecinde sert çıkışlarıyla tanınsa da, bu sertlik tabanda bir güvene dönüşmedi. “Kızgın” olmak ile “yönetmeye hazır” olmak farklı şeyler.

Bu aşamada sormak gerek seçime saatler kala gerçekleşen “Beyaz Liste” birleşmesi sandığa nasıl yansıdı?
Zayıflığın İtirafı olarak algılandı bana kalırsa… Seçim analizinin en can alıcı noktası, Aylin Özsavaş ve Mehmet Hacıaliğaoğlu’nun seçime saatler kala yaptığı “Beyaz Liste” altındaki birleşmedir. Bu hamle, muhalefetin tabutuna çakılan son çivi oldu.
Siyasettede ve bu tip kurum seçimlerinde 1+1 her zaman 2 etmez. Seçime saatler kala yapılan birleşmeler, seçmen (delege) gözünde “Biz tek başımıza kazanamıyoruz, çaresiziz” itirafıdır. Kampanya boyunca kendi listesini ve ekibini savunan iki adayın, son gece “mecburen” bir araya gelmesi, her iki tarafın kemik kitlesinde de “ilkelerden taviz verildiği” algısı yarattı. Birleşme haberi, bir güç birliğinden ziyade bir panik havası yaydı. Delege, kaos istemez; hele ki turizm gibi hassas bir sektörde istikrar arar. Son dakika birleşmesi, yönetimin de “yamalı bohça” gibi olacağı korkusunu tetikledi.
Sonuç olarak, seçim salonundaki atmosfer nasıldı ve delege neden bu tercihi yaptı?
Seçim salonuna girildiğinde hava zaten belliydi. Firuz Bağlıkaya’nın rahat tavırları ve ekibinin organizasyon gücü karşısında; son dakika birleşmesiyle kimliğini kaybetmiş, listelerini alelacele oluşturmuş ve ana motivasyonu sadece “karşı tarafı devirmek” olan bir muhalefet vardı. Kronik Kaybedişin Anatomisi gibiydi. Yani beni olduğu gibi kimseyi de bu sonuç şaşırtmadı. Sonuçta herkes çalıştı biraz para harcadı. Herkes biraz daha kendini tanıttı. Herkes kazanın yanında kendini konumlandırdı. Hayat böyle…
Ayrıca TÜRSAB delegesi, macera aramaz. Muhalefet; “Bağlıkaya’dan daha iyisini yapabiliriz” demek yerine “Bağlıkaya gitsin de ne olursa olsun” dediği için kaybetti. Kazananın baştan belli olduğu bu senaryoda, diğer adaylar sadece figüran olarak rol aldı ve birleşme hamlesiyle de kendi siyasi sonlarını hızlandırmış oldular.

Röportaj: Devrim Küfteoğlu
Murat Tüzel
Şişli Kent Konseyi Turizm Komisyon Başkanı
Dünya Seyahat Gazetecileri ve Yazarları Federasyonu Üyesi




















































